12 Eylül 2014 Cuma

Beypazarı Gezisi


İş için gidilen Beypazarını gezmeden, güzel yerlerini görmeden dönmek olmazdı. Ben de kısıtlı zamana bir çok mekan sığdırıp en sevimli yerlerini fotoğrafladım. Bakalım ekpress turda nereleri görmüş,gezmişim ;)



Beypazarı Ankaraya 70 km uzaklıkta, ufak bir ilçe. Safranbolu tipi ahşap evlerinin olduğu,Ankara nın o çorak alanının ortasında, o çorak görüntüsünü kendi içinde yumuşatmış pek sevimli bir yer.



Ulaşımı doğrudan Beypazarına giden otobüslerle yapabileceğiniz gibi, benim gibi Ankara dan kalkan otobüslerle de yapabilirsiniz. Doğrudan Beypazarına giden otobüslerinin yolunun biraz eski olması nedeniyle bu seçimi yaptım. Ankara dan Beypazarına gitmek dolmuşun biraz fazla dolanması nedeniyle 1,5 saati buluyor. Hanlarönü denen mevkisi eski Beypazarı evleri ile dolu.


Tarhana, domates kurusu vs. doğal gıdalar satan yerlerin, gümüş işleme dükkanlarının arasından arnavut kaldırımlarından yürüye yürüye el işi ürünlerin sergilendiği tezgahların bulunduğu daha geniş alana geliyorsunuz.

ol üzerinde bir çok havuç suyu tezgahına denk gelmeniz mümkün, zira buranın havucu meşhurmuş. Ve tabi ki klasik Beypazarı kurusu. Adı gibi kuru bir şey aslında, ama çayların yanına gayet lezzetli oluyor,sanırım içindeki tarçın nedeniyle benim hoşuma gitti.
Tezgahlarda ebru işlenmiş cam takılar, iğne oyasıyla süslenmiş kolyeler vs. bir çok ürün mevcut. 



Her yerde ebru görünce özel ilgi alanım olması nedeniyle burada baya bir oyalandım. Yörenin kadınları ebru işini bayaa çözmüş, cama, akriliğe vs. ürünlere ebru baskısı alıp çok hoş takılar yapıyorlar.




Sabah kahvaltısı yapmayan bünyemi Mevaların Konağı adlı mekanda dinlenmeye ve beslenmeye aldım. Kahvaltısı o alıştığınız süslü, geniş içerikli kahvaltılardan olmasa da az ve öz. Yanında getirdikleri ekşi mayalı ekmekler tek başına yenebilecek kadar lezzetli.


Kahvaltımı yapıp yağmurun dinmesini bekledikten sonra Yaşayan Müze yi ziyaret ediyorum.




Müzenin küçücük bir girişi var. bulmakta zorluk çekmiyorsunuz çünkü kısa aralıklarla yönlendiren tabelalar var. giriş ücreti 5 tl olan müze adı gibi yaşayan hale getirilmiş,sadece cansız objeler değil, aynı zamanda aktif olarak çalışanların bulunması,her odada ek ücret mukabilinde ayrı bir aktivite yapılması diğer müzelerden farklılık yaratılmasını sağlamış.




Bir odasında 10 TL ücretle ebru yapıp,yaptığınız ebruyu alabilir, diğer odada ıhlamur ağacından model baskıyı dilediğiniz kumaşa baskı yaparak kendinize veya sevdiklerinize hediyeler yapabilir,bir başka odada kurşun döken teyzeye nazarlardan korunma amaçlı kurşun döktürebilir, bir başka odada ise hacivat-karagöz oyunu oynatabiliyorsunuz.




Hal böyle olunca müzeyi gezmek daha bir zevkli,heyecanlı hale geliyor.alt bölümde bir de çocuklara yönelik hobi,oyuncak mağazası var,ahşap oyuncaklar satılıyor.







Arka bölümdeki bahçesi ise tam anlamıyla masallardan fırlamış gibi,mutlaka oturup bir kahve içmeli,açık havanın,çevredeki çiçeklerin tadına varmalı.özetle,mutlaka gidin görün!



Kısa süreye sıkıştırabildiğim gezimden büyük eksiklerle dönmek zorunda kalıyorum. Siz gidecek olursanız mutlaka Hamam Müzesini ziyaret edin ve daha geniş zaman ayırın ;) Gezi hızlandırılmış olunca, yazı da fazla detay içermedi tabiki. Ön tanıtım niteliğindeki mini yazıyı beğendiyseniz bir sonraki gidişime daha detaylı bilgi ile dönebilirim :)

1 yorum:

  1. 2 sene önce ben de gitmiştim Beypazarı'na. O zamanlar bu kadar blog vs fotoğraf cekimi vs yapamadığımdan boyle guzel kareler cıkmadı haliyle :( Cok guzel gezmişsiniz. Teşekkürler paylaşım için.

    YanıtlaSil